BU ÇOCUKLAR HARİKA ! ! !
ocukların yaşam algısı biz yetişkinlerinkinden son derece farklı. Bu tüm canlı türleri için geçerli aslında. Sözgelimi bir aslan yavrusu avcılık yetenekleri ile doğmuş olsa da bu becerisi kardeşleri ile boğuşmaktan öteye gitmez uzun bir zaman. Oyun, doğumdan yetişkinliğe uzanan yolculukta çocukları hayata hazırlayan sihirli bir dünya. Eğitim bilimciler bu sihirli dünyaya ufak dokunuşlar yaparak kendi içinde disipline sahip, kazanımları artıran, psikomotor gelişimi güçlendiren sonuçlar elde ediyor. Hem de bu sihirli dünyanın eğlencesini koruyarak. Çoklu zeka kuramının çıkışı 1980'li yılların başına denk gelse de dünyada ve ülkemizde uygulanmaya başlanması 90'lı yılların ortasını bulmuştur. Çoklu zeka yöntemine dayalı eğitimi uygulamakta tek başına yeterli değil. Teknik alt yapı yeterliliği ve öğretmen yeterliliği de üst düzeyde olması gerekiyor. Hatta yapılan orta süreli araştırmalar iyi uygulanmayan çoklu zeka yönteminin yerine, klasik yöntemin daha başarılı olduğunu gösteriyor.
Alanında Uzman Eğitimciler:
Her alan kolu kendi içinde uzmanlık gerektiren koca bir dünya. Dahası uzmanlığın yanı sıra yılların kazandırdığı deneyim de çok önemli. Çocukların çok yönlü olarak zekalarının gelişiminde doğru kodların işlenmesi konusunda uzman eğitimcilerin baş edebileceği bir iş. Her etkileşim, çocukların beyninde yeni binlerce nöronlar arası bağlantı oluşturuyor. Bu bağlantıların temiz kurulması, çağrışım yöntemi ile test edilen çapraz bağlantılardan oluşuyor.
Uygulama Sonuçları:
Çok yönlü zeka gelişiminin sonuçlarını en iyi okulumuzda özel günlerde yapılan etkinlikler esnasında gözlemleme imkanı buluyoruz. Geçtiğimiz hafta en miniklerimizin sahnede kendilerini gösterdikleri “Class Day” de bu etkinliklerden biriydi. Okulumuzun en minik üyeleri sahneyle tanıştılar, ailelerine okuldaki kazanımlarından kesitler sundular. Henüz dünyaya ayak basalı yedi yıl bile geçmemiş çocuklar, farklı alan kollarında uzman öğretmenlerin eğitim verdiği disiplinlerde yıl boyu yaptıkları çalışmalardan örnekler sundular. Şiirler okudular, şarkılar söylediler, anadillerinde ve ikinci dillerinde drama yaptılar, dans ettiler. Arada sözlerini unuttularsa bile hiç renk vermediler, öylesine rahat, öylesine sahne için doğmuşlar sanki...
Daha da önemlisi tüm çalışmalar özenle hazırlanmış, en ufak ayrıntı dahi gözden kaçmamıştı. Yedi yaşını aşmamış çocukların hissettiği duyguları, karşısındaki yetişkinlere aktarma becerisi biz eğitimciler için günün özeti oldu. Hepiniz harikasınız… Aferin çocuklar..
|